6552 SAYILI TORBA YASA İLE GETİRİLEN BAZI DEĞİŞİKLİKLER, KASA AFFI VE VERGİ BORÇLARINA ÖDEME KOLAYLIĞI


• GİRİŞ
Torba yasa kavramına tarihsel olarak bakıldığında Latince kökenli “omnibus bill” kelimesinden dilimize geçmiştir. “Omnibus bill” “her şey için kanun” olarak çevrilebilir. Amerikan kongresinde birden fazla hesapların kongreden geçtiği kanunlar için kullanılan bir terimdir. Ancak işin ilginç yanı şu ki artık dünyanın modern demokrasilerinde torba yasa yöntemi kullanılmamaktadır. “Temel Yasa” yapma tekniği gelişmiş demokrasilerde kanun yaparken tercih edilen esas teknik olarak görülüyor.

Basit bir örnekleme yapacak olursak; yazımızın kaleme alındığı tarihte internet arama motoru google üzerinden yapılan bir aramada kelimenin ana kökeni olan “Omnibus Bill” aratıldığında 388.000 sonuca ulaşılırken “Torba Yasa” kavramı aratıldığında ise 3.200.000 sonuçla karşılaşılıyor. Elbetteki bu durum bilimsel bir sonuç değildir ancak konunun ülkemizde ne derece gündemde olduğunu göstermesi açısından önemlidir.

Öte yandan torba yöntemiyle yapılan yasalarda birden fazla ve karmaşık konularda kanunların birlikte yapılması meclis komisyonlarında konuların yeterince değerlendirilmemesine sebep olmaktadır. Aynı şekilde meclis genel kurullarında da çoğu milletvekilinin yasalaşan konu hakkında bilgisi dahi olmadığı, sadece el kaldırıp indirdiği gözlemlenmektedir. Bu durum ise demokrasimizin temeli olan kuvvetler ayrılığı prensibine ciddi bir tehlike oluşturmaktadır.

Diğer husus ise konunun öncelikli muhataptı olan bizler gibi meslek mensuplarının karmaşıklaşan mevzuatı okuma ve anlamada çektiğimiz zorluklar olarak karşımıza çıkıyor. Nitekim 6552 sayılı yasayı okuduğumuzda değişen maddeleri anlayabilmek için değişiklik yapılmış olan tüm kanunlara atıf yapılan maddelerini de incelemek gerekmektedir. Bu durum da meslek mensuplarının önünde ciddi bir sıkıntı olmaktadır.

Bu yazımızda 6652 Sayılı kanunla birlikte, vergi kanunlarında yapılan bazı değişiklikler ve vergi borçlarına getirilen ödeme kolaylığı konusunda bazı açıklamalar yapılmaya çalışılacaktır. Yazımızda torba yasa ile vergi kanunlarında yapılan ilgili mevzuat değişiklikleri, kasa ve ortaklar cari hesabının affına ilişkin hususlar ve vergi borçlara getirilen ödeme kolaylıkları mevzuat anlamında açıklanmaya çalışılacaktır.

• VERGİ KANUNLARINDA YAPILAN DEĞİŞİKLİKLER
• 492 SAYILI HARÇLAR KANUNU
“MADDE 23 – 2/7/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 88 inci maddesinin birinci fıkrasına aşağıdaki bent eklenmiştir. “h) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca süresiz çalışma izni verilenler.”

11.09.2014 Tarihi itibariyle Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca süresiz çalışma izni verilen yabancıların ikamet tezkerelerinin harca tabi olmayacağı belirtilmiştir.

3065 SAYILI KDV KANUNU
“…MADDE 26 – 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 17 nci maddesinin dördüncü fıkrasının (g) bendindeki “Külçe altın, külçe gümüş, kıymetli taşlar(elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci, kübik virconia)” ibaresi “Külçe altın ve külçe gümüş teslimleri ile kıymetli taşların (elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, zebercet, inci) 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununa göre Türkiye’ de kurulu borsalarda işlem görmek üzere ithali, borsaya teslimi ve borsa üyeleri arasında el değiştirmesi,” şeklinde değiştirilmiştir…”

Bu değişiklikle birlikte, elmas, pırlanta, yakut, topaz, safir, inci gibi değerli taşlarda uygulanan katma değer vergisi istisnası, sadece 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu’na göre Türkiye’de kurulu borsalarda işlem görmek üzere ithali, borsaya teslimi ve borsa üyeleri arasında el değiştirmesiyle sınırlı tutulmuştur. Borsa dışındaki teslimleri ve tüketicilere satışında uygulanan katma değer vergisi istisnası kaldırılmıştır.

Uygulamada yapacağımız ise, kıymetli taşlardan mamul ziynet eşyalarının borsa dışı teslimleri ile tüketicilere satışında (örneğin Tek Taş Pırlanta satışında) daha önceden altın veya gümüşten mamul değerli taş ihtiva eden ziynet eşyalarının tesliminde hem değerli taş bedeli, hem de külçe altın veya külçe gümüş bedeli KDV matrahından indirilmekteydi. Artık sadece külçe altın veya külçe gümüş bedeli KDV matrahından indirilecek, böylece kalan bedel üzerinden kıymetli taşlar için iç yüzde oranıyla KDV hesaplanacaktır.

“…MADDE 27 – 3065 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. “GEÇİCİ MADDE 33 – 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçici 41 inci maddesi kapsamında taşınmazların Sosyal Güvenlik Kurumuna devir ve teslimi ile bu taşınmazların Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dâhil) devir ve teslimi 31/12/2023 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesnadır…””

Kdv kanununa eklenen geçici 33.madde ile 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 41 inci maddesi kapsamındaki taşınmazların (Örneğin KİT lere ait taşınmazların kuruma olan borçları karşılığında devri gibi) Sosyal Güvenlik Kurumuna devir ve teslimi ile bu taşınmazların Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından (müzayede mahallerinde yapılan satışlar dâhil) devir ve tesliminin (yani hem alış hem de satış işlemleri) 31/12/2023 tarihine kadar katma değer vergisinden müstesna olduğu hüküm altına alınmıştır.

“Bu kapsamda vergiden istisna edilen işlemler bakımından 30 uncu maddenin birinci fıkrasının (a) bendi hükmü uygulanmaz. Maliye Bakanlığı, istisnaya ilişkin usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

Kdv kanunu 30.maddeye bakıldığında ise;

“Madde 30 – Aşağıdaki vergiler mükellefin vergiye tabi işlemleri üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden indirilemez: Vergiye tabi olmayan veya vergiden istisna edilmiş bulunan malların teslimi ve hizmet ifası ile ilgili alış vesikalarında gösterilen veya bu mal ve hizmetlerin maliyetleri içinde yer alan katma değer vergisi…”

Madde hükmüne göre Kdv istisnası uygulanan mal ve hizmetlerin satışı yapıldığında 30.maddeye göre, bu malların alımında yüklenilen (yani alışta indirilen) kdv’si satışın yapıldığı ayda indirim hesaplarından çıkarılmalıdır. Bu kdv beyanname üzerinde ilave edilecek kdv sütununda hesaplara aktarılacaktır. SGK tarafından yapılan Kdv İstisnalı teslimlerde ise söz konusu 30.madde hükmünün uygulanmayacağı açıklanmıştır.

193 SAYILI GVK & 5520 SAYILI KVK
“MADDE 92 – 31/12/1960 tarihli ve 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 89 uncu maddesinin birinci fıkrasının (10) numaralı bendi ile 13/6/2006 tarihli ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun 10 uncu maddesinin birinci fıkrasının (e) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Başbakanlıkça veya Bakanlar Kurulunca başlatılan yardım kampanyalarına makbuz karşılığı yapılan ayni ve nakdî bağışların tamamı.””

İlgili kanunlarda yapılan bu değişiklikten önce, Ancak Bakanlar kurulunca alınan karar üzerine, doğal afetler dolayısıyla makbuz mukabili yapılan ayni veya nakdi bağışların tamamı matrahtan indirilebiliyordu. Değişiklik ile artık Başbakanlıkça veya Bakanlar kurulunca yardım kampanyasının başlatılmış olması yeter şart olarak görülmüştür. Ayrıca tekrar karar alınmasına gerek kalmamıştır.

4760 SAYILI ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ KANUNU
“MADDE 116 – 6/6/2002 tarihli ve 4760 sayılı Özel Tüketim Vergisi Kanununa ekli (IV) sayılı listede yer alan aşağıda G.T.İ.P. numaraları ile vergi oranları belirtilen mallar listeden çıkarılmıştır.”

Bu madde ile elmas, pırlanta, yakut, zümrüt, topaz, safir, inci gibi değerli taşların ithalinde uygulanan %20 oranındaki ÖTV kaldırılmıştır. Bu değerli taşların işlenmesi sonucu, yine taş olarak tesliminde de ÖTV uygulanmayacaktır. Değerli taşlardan mamul ziynet eşyaları ise (kıymetli taş veya inciden mamul saat kayışları hariç) ÖTV’nin konusuna zaten daha önceden de girmediğinden, bunlar da ÖTV yönünden bir değişiklik olmayacaktır.

Söz konusu eşyaların imalinde kullanılan kıymetli taşlarda uygulanan %20 oranında ÖTV uygulanmaktaydı. Bu durumda mamullerin maliyeti üzerinde oldukça yüksek bir vergi yükü oluşturuyordu.(Binek Otomobillerdeki Ötv’nin araçları alan mükellef için oluşturduğu maliyet benzeri bir durumdan bahsediyoruz.) İmal edilen ziynet eşyalarının ihracında, asıl maliyeti oluşturan değerli taşa ödenen ÖTV’nin indirim veya iade konusu yapılamaması, ihracatçılar açısından olumsuz bir durum oluşturmaktaydı. Yapılan değişiklikle bu durum giderilmeye çalışılmıştır.

• KASA VE ORTAKLAR CARİ HESABININ AFFI
Kasa ve ortaklar cari hesabıyla ilgili düzenleme torba yasanın 74.maddesinde yapılmıştır;

“MADDE 74 – (1) Kayıtlarda yer aldığı hâlde işletmede bulunmayan kasa mevcudu ve ortaklardan alacaklar hakkında aşağıdaki hükümler uygulanır:

a) Bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri, 31/12/2013 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan kasa mevcutları ve işletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü ayın sonuna kadar vergi dairelerine beyan etmek suretiyle kayıtlarını düzeltebilirler…”

Kurumlar vergisi mükellefleri 31/12/2013 tarihi itibarıyla düzenledikleri bilançolarında görülmekle birlikte işletmelerinde bulunmayan;

Kasa mevcutlarını,
İşletmenin esas faaliyet konusu dışındaki işlemleri dolayısıyla (ödünç verme ve benzer nedenlerle ortaya çıkan) ortaklarından alacaklı bulunduğu tutarlar ile ortaklara borçlu bulunduğu tutarlar arasındaki net alacak tutarlarını (331 Hesaptan 131 Hesabın düşülmesi suretiyle ortaya çıkacak olan rakam)
Düzeltmeye esas tutar olarak dikkate alacaklardır.

Söz konusu düzenlemeden sadece bilanço esasına göre defter tutan kurumlar vergisi mükellefleri faydalanabilir. Bilanço usulüne tabi olsa da Gelir Vergisi mükellefleri bu hükümden faydalanamaz. VUK 340 ve 346 nolu GTB’leri gereğince Kurumlar vergisi beyannamelerini elektronik ortamda göndermek zorunda olan mükellefler, Kasa affına ilişkin beyannamelerini de elektronik ortamda göndermek zorundadırlar. Söz konusu beyannamenin son gönderim tarihi 31.12.2014 dür.

Kanunda 31.12.2013 tarihli bilançonun dikkate alınması gerektiği belirtilmiş olup, Kasa veya Ortaklardan Alacaklar hesaplarındaki tutarların herhangi bir nedenle başka bir hesaba kaydedilmiş olması durumunda bu tutarlar için yasa hükmünden yararlanılması mümkün değildir. Tebliğde de açıkça belirtildiği gibi düzeltme beyannamesi yapılması durumunda düzeltilen tutarlar dikkate alınmayacaktır.

“MADDE 74 – b) (a) bendi kapsamında beyan edilen tutarlar üzerinden %3 oranında hesaplanan vergi, beyanname verme süresi içinde ödenir.”

Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere hesaplanan vergi, defaten 31.12.2014 tarihine kadar ödenecektir. Söz konusu verginin ödenmemiş olması, yapılan işlemin iptalini gerektirmez. Alacak takibi 6183 sayılı kanun hükümlerine göre yapılacaktır.

“MADDE 74 – c) Bu fıkra kapsamında ödenen vergiler, gelir veya kurumlar vergisinden mahsup edilmez; beyan edilen tutarlar ve ödenen vergiler, kurumlar vergisi matrahının tespitinde gider olarak kabul edilmez. Bu fıkra uyarınca beyan edilen tutarlar nedeniyle ilave bir tarhiyat yapılmaz.

Bu fıkra kapsamında beyanda bulunan kurumlar vergisi mükelleflerinin bu beyanları nedeniyle 2014 yılı geçici vergi beyannamelerinde düzeltme gerektiği takdirde, düzeltme işlemleri bu fıkrada öngörülen beyanname verme süresi içinde yapılır ve düzeltme işlemleri nedeniyle herhangi bir ceza veya faiz aranmaz…”

Önemli hususlardan birisi de kasa ve ortaklar cari hesapları farkı bakiyelerinin 31.12.2013 tarihindeki tutarları ile 74.madde kapsamındaki beyannamenin verileceği tarihteki bakiyelerin karşılaştırılması gerekliliğidir. Nitekim 31.12.2013 tarihi itibariyle kasada mevcut olan bir tutar başvuru tarihi olan 2014 10-11-12.aylarda olmayabilir. Bu durumda cari yıldaki bakiye azalmışsa 2014 deki bu azalan tutar, artmışsa 2013 deki bilançodaki tutar dikkate alınacaktır.

6552 Sayılı kanuna ilişkin 1 nolu uygulama tebliğinde;

“… Öte yandan, mükelleflerce kâr dağıtımı yapılması halinde, ticari bilanço açısından dağıtılabilir ticari kâr tutarı, 6552 sayılı Kanunun 74 üncü maddesi kapsamında beyan edilen ve “689 Diğer Olağandışı Gider ve Zararlar” hesabı altında muhasebeleştirilen tutarlar dikkate alınmaksızın tespit olunacaktır…”

denilmektedir.

Kasa fiktif farkından kaynaklanan zararların kar dağıtımından önceki kurum stopaj matrahı üzerinden düşülmemesi gerekmektedir. Şirketin herhangi bir sebeple tasfiye sonu terkine gitmesi yada kar dağıtımı yapılması durumunda, geçmiş yıllar karlarına stopaj uygulandıktan sonra geriye kalan net tutar üzerinden geçmiş yıllar zararlarının mahsubu yapılabilir. Kurum karı dağıtılırken fiktif zararlar farkı kadar, kasa veya bankadan daha az çıkış yapılacaktır.

Öte yandan Bankalar ve Kredi kuruluşları açısından yüksek zarar tutarı sorun oluşturacaktır. Ancak bu durumun dipnotlara koyulacak bir açıklama ile çözülebileceği kanısındayız. Dipnotta “geçmiş yıllar zararlarının 000,00_TL’lik kısmı Kasa Fiktif Farklarının düzeltilmesi işleminden kaynaklanmaktadır” şeklinde bir açıklama koyulmalıdır.

“(2) Maliye Bakanlığı, bu maddenin uygulanması ile ilgili olarak yılı içinde ödenmesi gereken vergilerin ödeme sürelerinde değişiklik yapmaya, 213 sayılı Kanun hükümlerine göre bildirimde bulunma zorunluluğu getirmeye ve uygulamaya ilişkin diğer usul ve esasları belirlemeye yetkilidir.”

Yukarıdaki hüküm ile Maliye Bakanlığına kasa affıyla ilgili yeni bildirim istemeye ve ödeme süresinde değişiklik yapmaya yetki tanınmıştır.

• VERGİ BORÇLARININ YENİDEN YAPILANDIRILMASI
4.1 YAPILANDIRILACAK ALACAKLARIN TAYİNİ

“MADDE 73 –

(1) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince tahsil edilen;

a) 4/1/1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren;

1) 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dâhil) önceki dönemlere, beyana dayanan vergilerde bu tarihe kadar verilmesi gereken beyannamelere ilişkin vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamlarından (2013 takvim yılına ilişkin gelir vergisi ikinci taksiti hariç),

2) 2014 yılına ilişkin olarak 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dâhil) önce tahakkuk eden vergi ve bunlara bağlı vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamlarından (2014 yılı için tahakkuk eden motorlu taşıtlar vergisi ikinci taksiti hariç),

3) 30/4/2014 tarihinden (bu tarih dâhil) önce yapılan tespitlere ilişkin olarak vergi aslına bağlı olmayan vergi cezalarından, kesinleşmiş olup bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan alacakların ödenmemiş kısmının tamamı ile bunlara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi ferî amme alacakları yerine bu Kanunun yayımlandığı tarihe kadar Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın; ödenmemiş alacağın sadece ferî alacaktan ibaret olması hâlinde ferî alacak yerine Yİ-ÜFE aylık değişim oranları esas alınarak hesaplanacak tutarın, bu maddede belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla alacaklara bağlı faiz, cezai faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi ferî amme alacaklarının tahsilinden vazgeçilir.”

Kanundaki yukarıda belirtilen hükümlere istinaden ve devamında yayımlanan 1 nolu Tebliğe göre bir alacağın yapılandırılarak ödenebilmesi için 3 şart öngörülmüştür;

Alacağın maddede belirtilen tür ve dönemden kaynaklı bir alacak olması,
“Kesinleşmiş alacak” olması ve nihayet
Kanunun yayınlandığı tarih itibariyle vadesi geldiği halde ödenmemiş ya da ödeme süresi henüz geçmemiş olması gerekmektedir.
6552 Sayılı kanun kapsamında yapılandırma kapsamında olan ve olmayan kamu alacakları şu şekilde sıralanabilir;

4.1.1 Yapılandırma Kapsamında Olan Kamu Alacakları

Maliye Bakanlığı Tahsil Dairelerince Tahsil / Takip Edilen Alacaklar;
213 Sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına girenler;
Vergi Resim Harçlar
Vergi Aslına Bağlı olmayan Vergi Cezaları
Başka idareler tarafından verilip, tahsilini maliyenin yaptığı İdari Para Cezaları;
Askerlik Kanunu,
Karayolları Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun, Karayolu Taşıma Kanunu, Karayolları Trafik Kanunu,
Milletvekili Seçimi Kanunu, Mahalli İdareler ile Mahalle Muhtarlıkları ve İhtiyar Heyetleri Seçimi Hakkında Kanun, Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulması Hakkında Kanun,
Nüfus Hizmetleri Kanunu,
Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkında Kanun
gereğince verilenler kapsamdadır.

Diğer idareler tarafından takibi Maliye tahsil dairelerine bırakılanlar;
Ecri misiller,
Kaynak Kullanımını Destekleme Fonu (KKDF) alacakları,
Destekleme ve Fiyat İstikrar Fonu (DFİF) alacakları,
Yüksek Öğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu tarafından verilen ve süresinde ödenmemesi nedeniyle vergi dairelerine takip için intikal ettirilen öğrenim ve katkı kredisi alacakları,
30/6/1934 tarihli ve 2548 sayılı Ceza Evleriyle Mahkeme Binaları İnşası Karşılığı Olarak Alınacak Harçlar ve Mahkumlara Ödettirilecek Yiyecek Bedelleri Hakkında Kanuna göre doğan yiyecek bedelleri,
Belediyeler tarafından takip edilenler;
Emlak Vergileri
Çevre Temizlik Vergileri
TKTVK Payı tutarları
Belediye Kanunu kapsamındaki belediyelerin su abonelerinden olan su kullanımından kaynaklanan alacakları kanun kapsamındadır.
Yapılandırma Kapsamında Olmayan Kamu Alacakları
Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince 6183 sayılı AATUHK kapsamında takip edilenlerden;

Adli ve İdari Para Cezaları
Aşağıda sayılan bentlere ilişkin İPC’ları;(Bunların asli ve feri borçları kapsam içindedir.)
Petrol Kanunu ve Türk Petrol Kanununa istinaden alınan Devlet hissesi ve Devlet hakkı,
Şeker Kanununa istinaden alınan şeker fiyat farkı,
Milli Korunma Suçlarının Affına, Milli Korunma Teşkilat, Sermaye ve Fon Hesaplarının Tasfiyesine ve Bazı Hükümler İhdasına Dair Kanuna istinaden alınan akaryakıt fiyat istikrar payı ve akaryakıt fiyat farkı,
Maden Kanununa istinaden alınan Devlet hakkı ve özel idare payı ile madencilik fonu,
Denizcilik Müsteşarlığının Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ve Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye istinaden alınan kılavuzluk ve römorkörcülük hizmet payları hariç olmak üzere,
Kanun kapsamı dışında bırakılmıştır.

KESİNLEŞMİŞ ALACAK KAVRAMI
Bir alacağın kesinleşmesi, alacağın varlığının hukuk düzeninde ihtilaflı olmaması veya ihtilaflı hale gelme olasılığının kalmamasıdır. Daha da açıkçası Hukuk düzeninde alacağın kesinleşmesi; alacağın borçluya tebliğ edilmiş olması ve bu tebliğ üzerine de dava açma ve diğer yasal hakların ve hukuksal diğer yolların(Uzlaşma, 376 Talebi gibi) tüketilmiş olmasını ifade eder.

Alacakların kesinleşmesi, düzenlendikleri veya ilişkili oldukları kanunlardaki hükümler nedeniyle farklı şekilde gerçekleşebilmektedir. Hukuksal sonuç doğuran işlem türlerine göre bazı alacakların kesinleşme zamanlarını açıklamaya çalışacağız.

4.2.1 Beyanname İle Beyan Edilen Vergiler

Beyana Dayalı Vergilerde Beyanname ile beyan edilen vergiler, beyan edildiği tarihte kesinleşir. Beyana dayalı vergilerde tahakkuk ve tebliğ aşamaları aynı anda gerçekleşir. VUK 378’e göre mükellefler beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerine tarh eden vergilere itiraz edemezler.

İhtirazı Kayıtla Verilen Beyannameler
İhtirazı kayıtla verilen beyannameler üzerine; tahakkuk eden vergilerin kesinleşmesi için ya dava açma süresinin (1 ay) geçmiş olması ya da yargılama sürecinin bitmiş olması gerekir. Aksi halde bu vergiler kesinleşmemiş alacak sayılır.

İkmalen, Re’sen Veya İdarece Tarh Edilen Vergiler İle Kesilen Vergi Cezaları
Beyana dayalı olanlar dışındaki tarhiyatlar, kural olarak ihbar usullerine tabidir. Örneğin mükellefe tebliğ edilmemiş olan bir ceza, hukuk düzeninde bir hüküm ifade etmeyecektir. Dolayısıyla bu alacaklar düzenlenen vergi/ceza ihbarnamesinin tebliği üzerine Süresi içerisinde dava açılmamış olması veya dava açılmış olmakla birlikte yargılama aşamalarının son bulması ile kesinleşir.

Dava Aşamasında Olan Vergi Ve Cezalar
İlk Derece Mahkemesi ve sonraki Bölge İdare Mahkemesi ve Danıştay olmak üzere tüm hukuk yollarının tüketilmiş olması üzerine kesinleşir. Ancak 18.06.2014 Tarih ve 6545 sayılı kanunla birlikte İYUK’nun 45 ve 46.maddeleri değiştirilmiştir. Buna göre idari yargıda İstinaf mahkemeleri oluşturulmuştur. Vergi mahkemelerinde görülen ve tutarı 5.000,00_TL’yi geçmeyen vergi davaları ve idari işlemlerde ilk derece mahkemelerinin kararlarının kesin olduğu hususu da göz önünde bulundurulmalıdır.

Uzlaşma
Uzlaşma hükümlerinden yararlananlarla uzlaşmanın gerçekleşmesi ve Uzlaşma Tutanağının karşılıklı olarak imzalanması ile kesinleşir. Ancak uzlaşma olmaması halinde dava konusu etme veya ödeme ile ilgili kesinleşme hükümlerine geri dönülmelidir.

VUK 376 İndirim Hükümleri
VUK 376.maddesinin uygulanabilmesi için öncelikle talep olması ve ardından süresi içinde (1 Ay) ödeme yapılması gerekmektedir. Vergi aslına bağlı olan (Vergi Ziyaı) ve bağlı olmayan (ÖUC ve UC) vergi cezaları için indirim talebinde bulunulması üzerine tahakkukun verilmesi ve ödemenin yapılması ile kesinleşmiş olur.

VUK 371 Pişmanlık Hükümleri
VUK 371.maddesinin uygulanabilmesi için öncelikle pişmanlık başvurusu olması ve ardından süresi içinde (15 gün) ödeme yapılması gerekmektedir. Kanunun 371.maddesi hükümlerine göre Pişmanlıkla beyanda bulunulması üzerine tahakkukun alınması ve ödemenin yapılması ile kesinleşir.

İdari Para Cezaları
İdari yaptırım kararlarına karşı süresi içerisinde dava açılmaması veya dava açılmış olmakla birlikte yargılama aşamalarının son bulmuş olması ile kesinleşir.

KESİNLEŞEN ALACAKLARIN YAPILANDIRMADAN YARARLANMASI
4.3.1 Beyanname İle Beyan Edilen Vergiler

Beyanname ile beyan edilen vergilerde, 30.04.2014 Tarihinden önce Beyan edilmiş olan vergiler yapılandırma kapsamındadır.

İhtirazı Kayıtla Verilen Beyannameler
“…(4) İhtirazı kayıtla verilen beyannameler üzerine tahakkuk etmiş olan vergiler hakkında bu maddenin birinci fıkrası hükmü uygulanır…”

6552 Sayılı kanunun 73. Maddenin dördüncü fıkrasına istinaden, bu durumdaki vergilerin de madde hükmüne göre yapılandırılması mümkün bulunmaktadır. Bu takdirde, ihtilafa ilişkin yargı mercilerince verilmiş kararlar dikkate alınmadan mükelleflerin beyanı üzerine tahakkuk eden tutar esas alınarak madde hükmünden yararlanılacaktır.

İkmalen, Re’sen Veya İdarece Tarh Edilen Vergiler İle Kesilen Vergi Cezaları
“…(2) Birinci fıkra kapsamına giren ve bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla vadesi geldiği hâlde ödenmemiş olan ya da ödeme süresi henüz geçmemiş bulunan ve bir vergi aslına bağlı olmaksızın kesilmiş olan vergi cezalarının %50’sinin, bu maddede belirtilen süre ve şekilde tamamen ödenmesi şartıyla cezaların kalan %50’sinin tahsilinden vazgeçilir…”

Madde hükmünden de anlaşılacağı üzere, vergi aslına bağlı olmayan Usulsüzlük ve Özel Usulsüzlük cezalarının %50’si af kapsamında silinecektir.

Bu alacakların ait olduğu dönem öncelikle 30.04.2014 tarihinden önceki dönemlere ilişkin olmalıdır. İkinci olarak ise Kanunun Yayımlandığı Tarih İtibariyle Kesinleşmiş Olmalıdır.

Dava Aşamasında Olan Vergi Ve Cezalar
“…(6) Bu madde hükmünden yararlanmak isteyen borçluların maddede belirtilen şartların yanı sıra dava açmamaları, açılmış davalardan vazgeçmeleri ve kanun yollarına başvurmamaları şarttır. Davadan vazgeçme dilekçeleri ilgili tahsil dairesine verilir ve bu dilekçelerin tahsil dairelerine verildiği tarih, ilgili yargı merciine verildiği tarih sayılarak dilekçeler ilgili yargı merciine gönderilir. Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince tahsili gerektiği hâlde tahakkuku diğer kamu idarelerince yapılan alacaklara ilişkin ilgili kamu idaresi aleyhine açılmış davalardan vazgeçme dilekçelerinin verileceği idari mercii belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir…”

Dava açılan alacaklarda bu alacaklar için açılmış davalardan vazgeçme, henüz dava açılmayanlar için ise bu haktan vazgeçme şartı getirilmiştir.

Dava aşamasında olan vergi alacaklarının kanun kapsamında değerlendirilip yapılandırmadan faydalanabilmesi için şu iki şart gerçekleşmelidir;

1)Kanunun Yayımlandığı Tarih İtibariyle yargılama aşamalarının son bulmuş olması gerekmektedir.

2) 73 üncü madde kapsamına tür ve dönem olarak girmesine rağmen varlığına ilişkin dava açılmış olan alacaklardan; bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce davadan tamamen feragat edilmesi ve feragate ilişkin mahkeme kararının tebliğ edilmiş olması üzerine kesinleşmiş olması gerekmektedir.

Uzlaşma
Kanunun Yayımlandığı Tarihten önce uzlaşılan borçlar hakkında ödeme süreleri henüz geçmemiş olsa dahi yararlanacaklardır.

VUK 376 İndirim Hükümleri
Kanunun Yayımlandığı Tarih itibariyle dava açma süresi geçmiş ancak ödeme vadesi(1 aylık süre) gelmemişse indirimli tutarlar üzerinden, vadesi geçmişse cezanın esas tutarı üzerinden kanun kapsamından yararlanacaklardır.

VUK 371 Pişmanlık Hükümleri
Kanunun Yayımlandığı Tarih itibariyle dava açma süresi geçmiş ancak ödeme vadesi(15 günlük süre) gelmemişse tahakkuk üzerindeki pişmanlık zammı yerine, Yİ-ÜFE üzerinden kanun kapsamından yararlanacaklardır.

İdari Para Cezaları
30.04.2014 tarihinden önce verilmiş olup, Kesinleşmiş yani yargı yolu tüketilmiş olan idari para cezalarından 5326 Sayılı Kabahatler kanunu Md 39 ve 4207 Sayılı Tütün kanunu Md 5 e göre (Kapalı yerlerde Sigara içilmesi) olanlar hariç olmak üzere diğerleri yapılandırma kapsamındadır.

TAHSİLİNDEN VAZGEÇİLEN ALACAKLAR
“…(14) a) 7/11/1996 tarihli ve 4207 sayılı Tütün Ürünlerinin Zararlarının Önlenmesi ve Kontrolü Hakkında Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrası ile 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 39 uncu maddesine göre verilen idari para cezaları hariç olmak üzere, 31/12/2013 tarihinden (bu tarih dâhil) önce idari yaptırım kararı verildiği hâlde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ilgilisine tebliğ edilmemiş olan ve genel bütçeye gelir kaydı gereken ve her bir kabahat için 120 Türk lirasının (bu tutar dâhil) altında kalan idari para cezaları tebliğ edilmez, tebliğ edilmiş olanların ve bunlara bağlı ferî alacakların tahsilinden vazgeçilir. Bu bent kapsamına giren ve mülga 5539 sayılı Kanun ile 6001 sayılı Kanun gereğince verilen idari para cezası ile birlikte ilgilisine tebliği gereken ve tutarı 12 Türk lirası ve altında kalan geçiş ücretleri için de bu bent hükmü uygulanır…”

“…(b) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan ve vadesi 31/12/2007 tarihinden (bu tarih dâhil) önce olduğu hâlde bu Kanunun yayımlandığı tarih itibarıyla ödenmemiş olan ve 6183 sayılı Kanun kapsamına giren her bir alacağın türü, dönemi, asılları ayrı ayrı dikkate alınmak suretiyle tutarı 50 Türk lirasını aşmayan asli alacakların ve tutarına bakılmaksızın bu asıllara bağlı ferî alacakların, aslı ödenmiş ferî alacaklardan tutarı 100 Türk lirasını aşmayanların tahsilinden vazgeçilir…”

6552 sayılı kanun kapsamında tahsilinden vazgeçilen alacakları ikiye ayırabiliriz;

120,00_TL’nin altındaki İPC’ları;
İdari yaptırım kararı 31.12.2013 tarihinden önce verilmiş olmalıdır.
12,00_TL ve altında kalan geçiş ücretleri de bu kapsamdadır.
Kapalı alanlarda tütün ürünleri tüketilmesi ile ilgili olan İPC’ları hariç tutulmuştur.
50,00_TL’yi geçmeyen Amme Alacakları;
Vadesi 31.12.2007’den önce olanlar.
Her bir alacak türü ve dönemi itibarıyla aslı 50,00 TL’yi aşmayanlar.
Aslı ödenmiş fer’i alacaklardan tutarı 100,00 TL’yi aşmayanlar.
6552 SAYILI YASADAN DÖNEMLERE GÖRE YARARLANMA TABLOSU

BEYANNAME TÜRLERİ

BEYANNAME DÖNEMLERİ

VERGİ ASLI & VERGİ CEZALARI

GECİKME FAİZİ & GECİKME ZAMMI


TAKSİTLENDİRMEYE GİREN

TAKSİTLENDİRMEYE GİRMEYEN


AYLIK KDV & MUHTASAR

03/2014 VE ÖNCESİ

04/2014 VE SONRASI

İNDİRİM YOK

Yİ –ÜFE YE DÖNÜŞÜM

3 AYLIK KDV & MUHTASAR

01/2014 – 03/2014 VE ÖNCESİ

04/2014 – 06/2014 VE SONRASI

İNDİRİM YOK

Yİ –ÜFE YE DÖNÜŞÜM

KURUM & GELİR GEÇİCİ VERGİ

2013 VE ÖNCEKİ YILLARA AİT VERGİ ASLINA DÖNÜŞEN GEÇİCİ VERGİLERİN GECİKME ZAMLARI

01/2014 – 03/2014 VE SONRASI

İNDİRİM YOK

Yİ –ÜFE YE DÖNÜŞÜM

KURUMLAR VERGİSİ

01/2013-12/2013 VE ÖNCESİ

01/2014-12/2014 VE SONRASI

İNDİRİM YOK

Yİ –ÜFE YE DÖNÜŞÜM

GELİR VERGİSİ

01/2013-12/2013 1.TAKSİTİ VE ÖNCESİ

01/2013-12/2013 2.TAKSİTİ VE SONRASI

İNDİRİM YOK

Yİ –ÜFE YE DÖNÜŞÜM

ÖZEL HESAP DÖNEMİ & KIST DÖNEM

BEYANNAME VERME SON GÜNÜ 30.04.2014 OLANLAR VE ÖNCESİNDEKİLER

BEYANNAME VERME SON GÜNÜ 30.04.2014 DEN SONRA OLANLAR

İNDİRİM YOK

Yİ –ÜFE YE DÖNÜŞÜM

BA & BS FORMLARI

02/2014 VE ÖNCESİ

03/2014 VE SONRASI

İNDİRİM YOK

Yİ –ÜFE YE DÖNÜŞÜM

ÖZEL USÜLSÜZLÜK &USÜLSÜZLÜK CEZALARI

30.04.2014 TARİHİNDEN ÖNCE TESPİT VE 11.09.2014 DEN ÖNCE KESİNLEŞENLER

30.04.2014 TARİHİNDEN SONRA TESPİT VE 11.09.2014 DEN SONRA KESİNLEŞENLER

%50 İNDİRİM

Yİ –ÜFE YE DÖNÜŞÜM

VERGİ ZİYAI

30.04.2014 TARİHİNDEN ÖNCE TESPİT VE 11.09.2014 DEN ÖNCE KESİNLEŞENLER

30.04.2014 TARİHİNDEN SONRA TESPİT VE 11.09.2014 DEN SONRA KESİNLEŞENLER

İNDİRİM YOK

Yİ –ÜFE YE DÖNÜŞÜM

HARÇLAR

30.04.2014 TARİHİNDEN ÖNCEKİ İŞLEMLERE AİT OLUP 11.09.2014 DEN ÖNCE KESİNLEŞENLER

30.04.2014 TARİHİNDEN SONRA TESPİT VE 11.09.2014 DEN SONRA KESİNLEŞENLER

İNDİRİM YOK

Yİ –ÜFE YE DÖNÜŞÜM

VERASET VE İNTİKAL VERGİLERİ

BEYANNAME VERME SON GÜNÜ 30.04.2014 OLANLAR VE ÖNCESİNDEKİLER

BEYANNAME VERME SON GÜNÜ 30.04.2014 DEN SONRA OLANLAR

İNDİRİM YOK

Yİ –ÜFE YE DÖNÜŞÜM

MOTORLU TAŞITLAR VERGİLERİ

2014 1.TAKSİTİ VE ÖNCESİNDEKİLER

2014 2. TAKSİTİ VE SONRASINDAKİLER

İNDİRİM YOK

Yİ –ÜFE YE DÖNÜŞÜM

ÖZEL TÜKETİM VERGİSİ BEYANNAMELERİ

01-15 NİSAN 2014 VE ÖNCESİNDEKİLER

16-30 NİSAN 2014 VE SONRASINDAKİLER

İNDİRİM YOK

Yİ –ÜFE YE DÖNÜŞÜM

İDARİ PARA CEZALARI(73/b KAPSAMINDAKİLER)

30.04.2014 VE ÖNCESİNDE İDARİ YAPTIRIM KARARI VERİLMİŞ VE 11.09.2014 DEN ÖNCE KESİNLEŞENLER

30.04.2014 SONRASINDA İDARİ YAPTIRIM KARARI VERİLMİŞ VE 11.09.2014 DEN SONRA KESİNLEŞENLER

İNDİRİM YOK

Yİ –ÜFE YE DÖNÜŞÜM

EMLAK & ÇEVRE TEMİZLİK VERGİSİ VE TKVK PAYI

2013 VE ÖNCEKİ YILLAR

2014 VE SONRAKİ YILLAR

İNDİRİM YOK

Yİ –ÜFE YE DÖNÜŞÜM

YAPILANDIRMAYA BAŞVURU SÜRESİ VE ŞEKLİ
“…(8) Bu madde hükümlerinden yararlanmak isteyen borçluların maddede öngörülen şartların yanı sıra bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar başvuruda bulunmaları ve madde kapsamında ödenecek tutarları, ilk taksiti bu Kanunun yayımlandığı tarihi izleyen üçüncü aydan başlamak üzere ikişer aylık dönemler hâlinde azami on sekiz eşit taksitte ödemeleri şarttır. Bu Kanuna göre ödenecek taksitlerin ödeme süresinin son gününün resmî tatile rastlaması hâlinde süre tatili izleyen ilk iş günü mesai saati sonunda biter…”

Madde kapsamına giren borçlar için, 01 ARALIK 2014 tarihi mesai bitimine kadar başvuru yapılmalıdır. Başvurular elden, posta ile veya internet üzerinden yapılacaktır. Yapılandırmaya tüm alacaklar için yada sadece belirtilen türdeki alacaklar için de başvurulabilir. Her vergi dairesine ayrı ayrı başvuruda bulunulacaktır.

ÖDEME ŞEKLİ
“…(9) Bu madde hükümlerine göre hesaplanan tutarın;

a) İlk taksit ödeme süresi içinde tamamen ödenmesi hâlinde, bu tutara bu Kanunun yayımlandığı tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için herhangi bir faiz uygulanmaz.

b) Taksitle ödenmek istenmesi hâlinde borçluların başvuru sırasında altı, dokuz, on iki veya on sekiz eşit taksitte ödeme seçeneklerinden birini tercih etmeleri şarttır. Tercih edilen taksit süresinden daha uzun bir sürede ödeme yapılamaz

c) Taksitle yapılacak ödemelerinde ilgili fıkralara göre belirlenen tutar;

1) Altı eşit taksit için (1,05),

2) Dokuz eşit taksit için (1,07),

3) On iki eşit taksit için (1,10),

4) On sekiz eşit taksit için (1,15),

katsayısı ile çarpılır ve bulunan tutar taksit sayısına bölünmek suretiyle ikişer aylık dönemler hâlinde ödenecek taksit tutarı hesaplanır. Bu madde hükümlerinden yararlanmak üzere başvuruda bulunan borçlulara tercih ettikleri taksit süresine uygun ödeme planı verilir. Ancak, tercih edilen süreden daha kısa sürede ödeme yapılması hâlinde ödenecek tutar ilgili katsayıya göre düzeltilir…”

Yapılandırma sırasında peşin, 6,9,12,18 Taksit seçeneklerinden birisi seçilebilir. Taksit ile ödeme seçilirse sırasıyla 1,05 – 1,07 – 1,10 – 1,15 oranları yukarıdaki vadelere uygulanacaktır. Ödeme şekli bankadan, mahsup ile yada internet üzerinden kredi kartı ile yapılabilir.

Var olan haciz ve satılamaz kayıtları ödemeler nispetinde kaldırılacaktır. Verilmiş teminatlarda ödemeler nispetinde iade edilecektir. Ancak kredi kartı ile tüm borçların ödenmesi halinde, taksit tutarları vadesi geldiğinde karta yansıyacak ancak vergi dairesi yönünden ödemenin tamamı tahsil edilmiş kabul edilecektir.

YAPILANDIRMANIN İPTAL EDİLMESİ
“(7) Maliye Bakanlığına bağlı tahsil dairelerince takip edilmekte olan amme alacaklarından yıllık gelir veya kurumlar vergilerini, gelir (stopaj) vergisi, kurumlar (stopaj) vergisi, katma değer vergisi ve özel tüketim vergisi için bu madde hükmünden yararlanmak üzere başvuruda bulunan mükellefler, taksit ödeme süresince bu vergi türleri ile ilgili verilen beyannameler üzerine tahakkuk eden bu vergileri çok zor durum olmaksızın her bir vergi türü itibarıyla bir takvim yılında ikiden fazla vadesinde ödememeleri ya da eksik ödemeleri hâlinde belirtilen madde hükümlerine göre yapılandırılan borçlarına ilişkin kalan taksitlerini ödeme haklarını kaybederler. İl özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşlar hakkında bu hüküm uygulanmaz…”

“10) a) Bu maddeye göre ödenmesi gereken taksitlerden; bir takvim yılında iki veya daha az (2014 takvim yılı için bir) taksitin, süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde, ödenmeyen veya eksik ödenen taksit tutarlarının son taksiti izleyen ayın sonuna kadar, gecikilen her ay ve kesri için 6183 sayılı Kanunun 51 inci maddesine göre belirlenen gecikme zammı oranında hesaplanacak geç ödeme zammı ile birlikte ödenmesi şartıyla bu madde hükümlerinden yararlanılır. Süresinde ödenmeyen veya eksik ödenen taksitlerin belirtilen şekilde de denmemesi veya bir takvim yılında ikiden fazla (2014 takvim yılı için birden fazla) taksitin süresinde ödenmemesi veya eksik ödenmesi hâlinde bu madde hükümlerinden yararlanma hakkı kaybedilir. Bu hüküm alacaklı tahsil daireleri açısından taksitlendirilen alacaklar için ayrı ayrı uygulanır…”

Yapılandırma 2 Şekilde iptal olabilir;

Yapılandırma taksitlerinin ödenmemesi:
2014 Yılı için ilk taksitin, sonraki yıllar için her takvim yılında 2’den fazla taksitin süresinde ödenmemesi
Her takvim yılı için ödenmeyen 2 taksitin, gecikme faizi ile birlikte yapılandırma süresi bitene kadar ödenmemiş olması
Mükelleflerin 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde geçen çok zor durumda bulunmaları nedeniyle borçlarını vadesinde ödeyememeleri halinde yapılandırma bozulmaz.
Taksit tutarının %10’unu aşmadan 5,00_TL’ye kadar olan eksik ödemeler ihlal sebebi sayılmaz.(Her iki şart aynı anda olacaktır.)
Cari dönem vergilerinin süresi içinde ödenmemesi:
Her takvim yılı için, her bir vergi türünden 2’den fazla ödeme yapılmaması halinde yapılandırma bozulur

Takvim yılı içinde ödenmeyen 2 vergi türünün, gecikme faizi ile birlikte yapılandırma süresi bitene kadar ödenmemiş olması
Mükelleflerin 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesinde geçen çok zor durumda bulunmaları nedeniyle borçlarını vadesinde ödeyememeleri halinde yapılandırma bozulmaz.
Vergi tutarının %10’unu aşmadan 5,00_TL’ye kadar olan eksik ödemeler ihlal sebebi sayılmaz. .(Her iki şart aynı anda olacaktır.)
ÖZELLİK ARZ EDEN HUSUSLAR
6111 Sayılı kanun kapsamında devam eden yapılandırmalar var ise bunların ödenmesine devam edilecektir. 6183 sayılı kanun kapsamında devam eden Tecil Taksitlendirmeler iptal edilip 6552 sayılı kanuna göre kalan borç tutarları üzerinden yeniden yapılandırılacaktır.

Taksitlendirmeye tüzel kişiler adına bunların kanuni temsilcileri başvurabilir. Tüzel kişilerden tahsil edilemeyen alacaklar yönünden, ortaklar

Tüzel kişilerden tahsil edilemeyen alacaklar yönünden, ortakların hisseleri oranında kendilerine düşen borçların taksitlendirilmesi için başvurulabilir mi? Kanımızca başvurunun yapılabilmesi için, vergi daireleri tarafından söz konusu tüzel kişiliğe ait borçlar için kanunun yayımlandığı tarihten önce ortakları adına takip işleminin başlatılmış olması gerekmektedir.

• SONUÇ
6552 Sayılı kanun ile vergi borçlarının affı değil, yapılandırılması esas alınmış gibi gözükmektedir. Nitekim kanunda üzerinde durulan kavram “alacakların kesinleşmesi” dir. Bu olgu yapılandırma kapsamına girecek borçların kapsamını oldukça daraltmıştır.

Kanunun yayımlandığı tarih itibariyle kesinleşmiş alacak şartının getirilmiş olması ile yayım tarihinden sonra tebliğ edilmiş olan vergi alacakları yönünden yapılandırmadan yararlanma imkanı kalmamıştır.

Benzer şekilde halen devam eden vergi incelemelerine ilişkin yapılabilecek tarhiyatlar için de yapılandırmadan yararlanmak sözkonusu olmayacaktır.

Öte yandan halen devam eden vergi davaları kapsamındaki vergi alacakları kesinleşmemiş olduğundan yapılandırmaya girmemektedir.

Günümüzde artık neredeyse mutat hale gelmiş olan vergi borçlarının affı ve yapılandırılması, vergisini düzenli ödeyen mükellefler üzerinde önemli bir haksızlığa neden olmaktadır. Sosyal adaletin sağlanması devletin en önemli görevlerinden biri olduğuna göre halkın tamamının onayı olmadan kamuya ait olan vergi alacaklarının sürekli olarak birtakım torba yasalar ile affedilmesi sistemin işlerliği için önemli bir tehdit oluşturmaktadır.

Share on
Bir cevap yazın