Yıllık Beyannamede Beyan Edilen Gelirden Yapılacak İndirimler

YILLIK BEYANNAMEDE BEYAN EDİLEN GELİRDEN YAPILACAK İNDİRİMLER

 

Mehmet Ufuk BAYRAKCİ

SMMM &BD & L.L.M

 

Anahtar Kelimeler : Gelir, Gelir Vergisi, Yıllık Beyan, YGV, Beyanname, Yıllık Gelir Beyanı, İndirim, Beyannameden İndirimler, Vergiden düşülebilenler

 

 

 

1.GİRİŞ

 

193 Sayılı Gelir vergisi kanunumuzda, gelir vergisi beyanına tabi 7 gelir unsuru sayılmıştır. Bu gelir unsurlarının her birinin net tutarına ulaşabilmek için yapılması gereken hesaplamalar vardır. İşte beyanname aşamasına gelene kadar her gelir unsurunun kendi içinde ayrıca net tutarına ulaşılması gerekmektedir. Bu tutara ulaşmak için öncelikle elde edilen gelirden yani safi irat ve gelirlerden bir takım indirimler yapılır. Bu indirimler gelir vergisi kanunumuzun ilgili maddelerinde belirlenmiştir.

 

Bu hesaplamalar yapılıp safi tutara ulaşıldıktan sonra beyanname aşamasına gelindiğinde ise 193 sayılı gelir vergisi kanunun 89.maddesinde belirtilmiş olan birtakım indirimler de gelirden düşülerek vergi matrahının belirlenmesi aşamasına gelinmiş olur. Bu maddede belirtilen indirimler beyanname üzerinden düşülecek indirimlerdir.

 

Ancak karıştırılmaması gereken bir konuda beyan edilen gelir kavramıdır. Vergi kanunlarımıza göre beyan edilen gelir; ‘yıllık gelir vergisi beyannamesinde yer alan indirimler ve geçmiş yıl zararları toplamından önceki tutar’ olarak tanımlanmıştır. Dolayısıyla çalışmamıza konu olan indirimler beyan edilen gelirden sonra beyanname üzerinden yapılabilecek olan indirimler olarak ele alınmıştır.

 

Bahsedilen indirimlerin yapılması yada dikkate alınması ihtiyaridir. İsteyen mükellefler bu indirimlerden yararlanır, istemeyen mükellefler yararlanmazlar.

 

Yapılacak indirimlerin bir kısmı için oransal sınırlama söz konusu iken bir kısmı için böyle bir sınırlama söz konusu değildir.

 

Gelir vergisi beyannamesi üzerinde bahse konu diğer indirimlerin yapılabilmesi için beyana tabi bir gelirin olması gerektiği ise muhakkaktır. Diğer yandan indirim miktarı beyan edilecek gelirler sınırlıdır. Söz konusu indirimlerin zarar beyan edilmesi yada gelirin yetersiz olması halinde sonraki yıllarda indirim konusu yapılması yada zarar olarak devredilmesi mümkün değildir.

 

Bu indirimlerin yapılabilmesi için indirimlerin ilgili mevzuattaki şartları taşıması gerekmektedir. Bu indirimlerin tevsik edilebilmesi için ilgili maddelerindeki şekil şartlarının da yerine getirilmiş olması gerekmektedir.

 

2.VERGİ HUKUKUMUZDA İNDİRİMLER

 

2.1 KURUMLAR VERGİSİ KANUNDA İNDİRİMLER

 

5520 Sayılı kurumlar vergisi kanunun 6.maddesinin ilk fıkrasında;

‘Kurumlar vergisi, mükelleflerin bir hesap dönemi içinde elde ettikleri safî kurum kazancı üzerinden hesaplanır.’[1]

 denilmektedir.

İkinci fıkrasında ise;

Safî kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticarî kazanç hakkındaki hükümleri uygulanır. Ziraî faaliyetle uğraşan kurumların bu faaliyetinden doğan kazançlarının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun 59 uncu maddesinin son fıkra hükmü de dikkate alınır.’[2]

denilmektedir.

 

Bu fıkra hükümlerine göre kurumlar vergisi mükellefleri, hasılatlarından indirebilecekleri giderleri gelir vergisi kanuna göre belirleyebileceklerdir. Bunlara ilaveten kurumlar vergisi kanununun 8.maddesinde, gelir vergisi kanuna göre indirebilecekleri giderlere ilaveten indirebilecekleri giderlere de yer verilmiştir.

 

Kurumlar vergisi kanunumuzun 10.maddesinde ise diğer indirimler başlığı ile sıralanmış olan indirimlerde beyanname üzerinden düşülebilmektedir.

2.2 GELİR VERGİSİ KANUNUNDA İNDİRİMLER

 

193 Sayılı gelir vergisi kanununun 89.maddesinde;

‘Gelir vergisi matrahının tespitinde, gelir vergisi beyannamesinde bildirilecek gelirlerden aşağıdaki indirimler yapılabilir.’[3]

denilerek beyanname üzerinden yapılabilecek olan indirimler madde hükmünün devamında 14 fıkra halinde sıralanmıştır. İndirim konusu yapılacak olan tutarın hesaplanmasında ise beyan edilecek gelir olarak, yıllık gelir vergisi beyannamesinde yer alan indirimler ve geçmiş yıl zararları düşülmeden önceki tutar dikkate alınacaktır.

 

Söz konusu kanun maddesinin fıkralarında başka diğer kanunlara da atıflar yapılarak birtakım indirimlerin yapılabilmesi için bu özel kanunlardaki şartlarında sağlanmış olması aranılmaktadır. Dolayısıyla bu madde hükmü okunurken atıf yapılan diğer kanun hükümleri de göz önünde bulundurulması gerekliliği doğmaktadır.

 

3.GELİR VERGİSİ KANUNU MADDE 89 KAPSAMINDA İNDİRİMLER

 

3.1 BİREYSEL EMEKLİLİK, HAYAT SİGORTASI VE ŞAHIS SİGORTA  PRİMLERİ

Beyan edilen gelirin %15’ini ve asgari ücretin yıllık tutarını aşmamak şartıyla mükellefin şahsına, eşine ve küçük çocuklarına ait hayat sigortalarına ödenen primlerin %50’si ile ölüm, kaza, hastalık, sağlık, engellilik, analık, doğum ve tahsil gibi şahıs sigorta primleri beyan edilecek gelirden indirilir.

 

Bu indirimden yararlanılabilmesi için birtakım şartların da ayrıca var olması gerekmektedir.

 

Bunlar;

  • Sigortanın Türkiye’de kâin ve merkezi Türkiye’de bulunan bir emeklilik veya sigorta şirketi nezdinde akdedilmiş olmalıdır.
  • Prim tutarlarının gelirin elde edildiği yılda ödenmiş olması ve ücret geliri elde edenlerin ücretlerinin safi tutarının hesaplanması sırasında ayrıca indirilmemiş bulunması.
  • Eşlerin veya çocukların ayrı beyanname vermeleri halinde, bunlara ait prim kendi gelirlerinden indirilir.

Bakanlar Kurulu bu bentte yer alan oranları yarısına kadar indirmeye, iki katına kadar artırmaya ve belirtilen haddi, asgari ücretin yıllık tutarının iki katını geçmemek üzere yeniden belirlemeye yetkilidir.[4]

 

Bireysel emeklilik sistemine ödenen ve yukarıda sayılan kişilere ait katkı payları 01.01.2013 tarihinden önce beyan edilen gelirden düşülebilirken, 6327 sayılı Bireysel Emeklilik Tasarruf ve Yatırım Sistemi Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile bireysel emeklilik sisteminde yeniden yapılan düzenleme ile 01.01.2013’ten itibaren bireysel emeklilik katkı paylarının beyan edilen gelirden indirilmesi uygulamasına son verilmiştir.

 

Bununla birlikte tüm katılımcılar için 6327 sayılı Kanun’un 29. maddesi gereği %25 doğrudan devlet katkısı getirilmiştir. Yeni sistemde, işveren tarafından ödenenler hariç, katılımcılar adına bireysel emeklilik hesabına ödenen katkı paylarının %25’ine karşılık gelen tutar şirketler tarafından emeklilik gözetim merkezine iletilen bilgiler esas alınarak “Devlet Katkısı” olarak emeklilik gözetim merkezi tarafından hesaplanacak ve devlet katkısı olarak katılımcıların hesaplarına şirketler aracılığıyla aktarılmak üzere emeklilik gözetim merkezine ödenecektir.

 

Sonuç olarak 01.01.2013 tarihinden itibaren bireysel emeklilik sistemine yapılan ödemeler gelir vergisi matrahından indirilemeyecektir.

 

Örnek: 2013 takvim yılında ticari faaliyetinden ötürü 35.000,00 TL kâr elde eden ve serbest meslek faaliyeti sonucunda da 15.000,00 TL zarar etmiş bulunan mükellef BYZ’nin 2013 takvim yılında ödediği katkı payı ve prim tutarlarına ilişkin bilgiler de şu şekildedir.

Mükellef BYZ’ye Ait Veriler:

Ticari Kazanç35.000,00
Serbest Meslek Kazancı15.000,00
Beyan Edilen Gelir20.000,00
Bireysel Emeklilik Sistemine Yapılan Katkı Payı Ödemesi1.000,00
Şahıs Sigorta Prim Ödemesi400,00
Küçük Çocuklar Adına Şahıs Sigorta Prim Ödemesi2.500,00
Beyan Edilen Gelirin %15’i3.000,00

Bu verilere göre, mükellef BYZ tarafından yapılması gereken şunlardır:

  • Bireysel emeklilik sistemine ödenen 1.000,00 TL’lik katkı payı ödemesi, 15.06.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6327 sayılı Kanun gereği hiçbir şekilde mükellef BYZ’nin vermiş olduğu yıllık beyannamedeki vergi matrahından indirilemeyecektir.
  • Mükellef BYZ’nin şahıs sigorta primleri için (Küçük çocuklar ile şahsi sigorta prim ödemesi toplamı: 2.900,00 TL) ödenen tutarlar ise beyan edilen gelirin %15’i olan 3.000,00 TL’lik sınırı dahilinde kaldığından dolayı indirim konusu yapabilecektir. Asgari ücretin yıllık tutarının da ayrıca dikkate alınması icap etmektedir.

Bağ-kur Primleri:

1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu kapsamındaki kişilerin hak ve yükümlülükleri 5510 sayılı Kanun’un 4. Maddesinde yeniden düzenlenmiştir. Eski düzenlemede 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkarlar ve Diğer Bağımsız Çalışanlar Sosyal Sigortalar Kurumu (Bağ-Kur) Kanununun 49 uncu maddesinin 3 üncü fıkrasında, sigortalılarca ödenen giriş keseneği ve sigorta primlerinin vergi uygulamasında gider olarak yazılabileceğine hükmolunmuş iken halihazırda 5510 sayılı Kanun’un 88. maddesinde de bu Kanun kapsamında ödenen sosyal güvenlik primlerinin gelir ve kurumlar vergisinde indirim konusu yapılabileceği hükmü yer almaktadır.

Bağ-kur Primlerinin indiriminde, şahıs sigorta prim ödemelerinde olduğu gibi %5 veya %10’luk sınır söz konusu değildir. Beyanname üzerinde kar tutarı kadar Bağ-Kur indirimi yapılabilir. Karı aşan kısım içinse gelecek yıllara zarar devredilebilmesi mümkün değildir.

 

3.2 EĞİTİM VE SAĞLIK HARCAMALARI  

Bu indirimden yaralanılabilmesi için aşağıdaki şartların olması gerekmektedir;

·         Harcama sonucu indirilecek tutarın beyan edilen gelirin % 10’unu aşmaması,

·         Harcamanın Türkiye’de yapılması,

·         Gelir veya kurumlar vergisi mükellefiyeti bulunan gerçek veya tüzel kişilerden alınacak belgelerle tevsik edilmesi,

·         Mükellefin kendisi, eşi ve küçük çocuklarına ilişkin olarak yapılmış olmalıdır.

Eşlerin ve çocukların ayrı beyanname vermeleri halinde, bunların yaptığı eğitim ve sağlık harcamaları kendi gelir vergisi beyannamelerinden indirilir. Gelir ve kurumlar vergisinden muaf teşekküllerden yapılacak eğitim ve sağlık harcamaları için vergi indiriminden yararlanılamayacaktır.

Mükerrer 121 inci madde çerçevesinde eğitim ve sağlık harcamaları nedeniyle vergi indiriminden yararlanan ücretliler, aynı harcamalarını bu hükümden yararlanarak matrahlarından indiremezler.

 

Eğitim harcamaları için örnekler;

Eğitim amaçlı tüm kurs ücretleri, okul servisi ödemeleri, kitap ve kırtasiye giderleri, kreş, anaokulu ve dershanelere yapılan ödemeler, eğitim için gerekli araç-gereç için yapılan harcamalar. Eğitim CD ve setlerine yapılan ödemeler, eğitime yönelik dergi bedelleri, ilköğretim, orta öğretim ve özel eğitim (engelliler için açılan okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim, okulları), okul ücretleri vb. harcamalar sayılabilir. Bu çerçevede; kreş, anaokulu, ilköğretim ve ortaöğretim kapsamında eğitim ve öğretim yapan özel okullar ve kolejler için yapılacak olan harcamalar indirim konusu olabilecektir.

Mükellefin çocuğu için yapmış olduğu okul, kurs ve dershane ücreti, okul servis bedeli vb. harcamaların indirim olarak kabulü için, çocuğun 18 yaşını doldurmamış olması gerekmektedir.

Ancak; devlet okullarına ödenen harçlar, vakıf üniversitelerine yapılan ödemeler, okul aile birliği ve okul koruma derneklerine yapılan bağışlar, spor kurslarının ücretleri, yurtdışındaki okullara veyahut Türkiye’de vergi mükellefi olmayan okullara yapılan ödemeler gibi harcamalar dolayısıyla indirim hakkı bulunmamaktadır.

 

Sağlık harcamaları için örnekler;

Her türlü muayene ve özel hastane ücretleri, sağlık malzemesi bedelleri, ilaç alımları, tahlil harcamaları, gözlük ve lens giderleri, diş tedavi ücretleri gibi giderler sayılabilir.

Bununla birlikte; makyaj malzemeleri, bitkisel ilaç, doktor raporu olmaksızın yapılan estetik ve cilt sağlığı, parfümeri, spor merkezi üyeliği, temizlik malzemeleri harcamaları ile Sağlık Bakanlığına ve üniversitelere bağlı hastaneler ile bunların döner sermayelerine yapılan sağlık harcamaları, yurtdışından temin edilen ilaç bedelleri gibi harcamalar, vergi indirimine konu olmamaktadır.[5]

 

 

 

  • ENGELLİ İNDİRİMİ

Engelli vatandaşların, içinde bulunduğu zor koşulların giderilmesine katkıda bulunmak ve engelliler ile engelli olmayanlar arasındaki rekabet eşitsizliğini gidermek amacıyla öteden beri vergi hukukunda çeşitli düzenlemeler yer almıştır. Bunlardan birisi de engellilerin gelir vergisi matrahlarının hesaplanmasında dikkate alınan engellilik indirimi uygulamasıdır.

Serbest meslek faaliyetinde bulunan veya basit usulde vergilendirilen engellilerin beyan edilen gelirlerine, 31 inci maddede yer alan esaslara göre hesaplanan yıllık indirim tutarı beyanname üzerinden düşülebilir.

Bu indirimden bakmakla yükümlü olduğu engelli kişi bulunan serbest meslek erbabı ile hizmet erbabı (tevkifat matrahı dahil) da yararlanır.[6]

 

Bu indirimin uygulanması esnasında 6462 sayılı kanuna göre birtakım engellilik dereceleri belirlenmiştir. Bu dereceler kişinin çalışma gücü kaybının derecesine göre kademelere ayrılmak suretiyle yapılmıştır.

 

Çalışma gücünün asgarî olarak

  • % 80’ini kaybetmiş bulunan hizmet erbabı birinci derece engelli,(2014 yılı için 800 TL)
  • % 60’ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ikinci derece engelli,(2014 yılı için 400 TL)
  • % 40’ını kaybetmiş bulunan hizmet erbabı ise üçüncü derece engelli,(2014 yılı için 190 TL)

 

sayılır ve aşağıda engellilik dereceleri itibariyle belirlenen aylık tutarlar, hizmet erbabının ücretinden indirilir.

 

3.4 BAĞIŞ VE YARDIMLAR

Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler ile kamu yararına çalışan dernekler ve Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara yıllık toplamı beyan edilecek gelirin % 5’ini (kalkınmada öncelikli yöreler için % 10’unu) aşmamak üzere, makbuz karşılığında yapılan bağış ve yardımlar.

 

 

 

3.5 OKUL, SAĞLIK TESİSİ, YURT VB YAPILAN BAĞIŞ VE YARDIMLAR

Genel ve özel bütçeli kamu idarelerine, il özel idarelerine, belediyelere ve köylere bağışlanan okul, sağlık tesisi ve yüz yatak (kalkınmada öncelikli yörelerde elli yatak) kapasitesinden az olmamak üzere öğrenci yurdu ile çocuk yuvası, yetiştirme yurdu, huzurevi, bakım ve rehabilitasyon merkezi ile mülki idare amirlerinin izni ve denetimine tabi olarak yaptırılacak ibadethaneler ve Diyanet İşleri Başkanlığı denetiminde yaygın din eğitimi verilen tesislerin ve Gençlik ve Spor Bakanlığına ait gençlik merkezleri ile gençlik ve izcilik kamplarının  inşası dolayısıyla yapılan harcamalar veya bu tesislerin inşası için bu kuruluşlara yapılan her türlü bağış ve yardımlar ile mevcut tesislerin faaliyetlerini devam ettirebilmeleri için yapılan her türlü nakdî ve aynî bağış ve yardımların tamamı.[7]

Bu fıkra hükmünde sayılan bağış ve yardımların tamamı gelir vergisi matrahının tespitinde herhangi bir sınırlama olmadan indirilebilir.

 

Karıştırılmaması gereken önemli bir husus da bağış ve yardımların tamamının indirilebilmesi için bağış ve yardımlar yalnızca kanunda sayılan kamu kurum ve kuruluşlara yapılmalıdır. Sözü edilen tesislerin yapımı ve faaliyetlerinin devamı için kamuya yararlı dernekler ile Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflara yapılan bağış ve yardımlar, anılan fıkrada yer almadığı için GVK’nın 89. maddesinin 4. bendine göre (beyan edilecek gelirin %5’i ile sınırlı olmak üzere) indirim konusuna tabi olacaktır.

 

3.6 GIDA BANKACILIĞI YAPANLARA VERİLEN YARDIMLAR

 

Fakirlere yardım amacıyla gıda bankacılığı faaliyetinde bulunan dernek ve vakıflara Maliye Bakanlığınca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde bağışlanan gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddelerinin maliyet bedelinin tamamı beyan edilen gelirden düşülebilir.

 

Yapılmış olan bağışların bu kapsamda gider olarak kabul edilebilmesi için bazı şartlar vardır;

 

  • Gıda bankacılığı kapsamında yapılan bağışların gıda maddesi (gıda, temizlik, giyecek, yakacak) niteliğinde olması gerekir. Tebliğ’de sadece gıda maddesi ifadesi kullanılmış olmasının sebebi Kanun’un değişmeden önceki şeklinde gıda maddesi tabirine yer verilmiş olmasıdır. Tebliğ’in yayımlanmasından daha sonraki bir tarih olan 31.12.2004 tarihinde yürürlüğe giren 5281 sayılı Kanun ile ilgili Kanun maddesinde yapılan değişiklikle gıda maddesi yerine “gıda, temizlik, giyecek ve yakacak” maddeleri bağış kapsamına alınmıştır. Bu nedenle Tebliğ’de gıda maddesi ifadesinin bulunduğu yerleri gıda, temizlik, giyecek ve yakacak maddeleri şeklinde anlamak gerekir.
  • Bağışların ihtiyaç sahiplerine bedelsiz olarak dağıtılması şartıyla yapılması gerekir.
  • Söz konusu bağışların sadece “ihtiyacı olanlara gıda yardımı yapabilme” ehliyetine sahip olan vakıf veya derneklere yapılması gerekir. Yani vakıf senedi ve dernek tüzüklerinde bu faaliyet konusuna yer verilmiş vakıf veya derneklerin fiilen başka alanlarda faaliyet göstermesi durumu değiştirmez. Bu konuda ehliyetlerinin olması yeterlidir. [8]

 

Bu üç şartın birlikte mevcut olması gerekmektedir. Şartlardan herhangi biri sağlanamazsa Maliye Bakanlığı’nın belirlediği esas ve usullere uyulamayacağından bu türden giderler Kanunen Kabul Edilmeyen Gider (KKEG) kabul edilecektir.

 

3.7 KÜLTÜR, SANAT VE TURİZM ALANINDA YAPILAN YARDIMLAR

 

Genel ve özel bütçeli kamu idareleri, il özel idareleri, belediyeler, köyler, kamu yararına çalışan dernekler, Bakanlar Kurulunca vergi muafiyeti tanınan vakıflar ve bilimsel araştırma faaliyetinde bulunan kurum ve kuruluşlar tarafından yapılan ya da Kültür ve Turizm Bakanlığınca desteklenen veya desteklenmesi uygun görülen;

 

  1. a) Kültür ve sanat faaliyetlerine ilişkin ticari olmayan ulusal veya uluslararası organizasyonların gerçekleştirilmesine,

 

  1. b) Ülkemizin uygarlık birikiminin kültürü, sanatı, tarihi, edebiyatı, mimarisi ve somut olmayan kültürel mirası ile ilgili veya ülke tanıtımına yönelik kitap, katalog, broşür, film, kaset, CD ve DVD gibi manyetik, elektronik ve bilişim teknolojisi yoluyla üretilenler de dahil olmak üzere görsel, işitsel veya basılı materyallerin hazırlanması, bunlarla ilgili derleme ve araştırmaların yayınlanması, yurt içinde ve yurt dışında dağıtımı ve tanıtımının sağlanmasına,

 

  1. c) Yazma ve nadir eserlerin korunması ve elektronik ortama aktarılması ile bu eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılmasına,

 

  1. d) 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu kapsamındaki taşınmaz kültür varlıklarının bakımı, onarımı, yaşatılması, rölöve, restorasyon, restitüsyon projeleri yapılması ve nakil işlerine,

e) Kurtarma kazıları, bilimsel kazı çalışmaları ve yüzey araştırmalarına,

f) Yurt dışındaki taşınmaz Türk kültür varlıklarının yerinde korunması veya ülkemize ait kültür varlıklarının Türkiye’ye getirtilmesi çalışmalarına,

g) Kültür envanterinin oluşturulması çalışmalarına,

h) 2863 sayılı Kanun kapsamındaki taşınır kültür varlıkları ile güzel sanatlar, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki ürün ve eserlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı koleksiyonuna kazandırılması ve güvenliklerinin sağlanmasına,

i) Somut olmayan kültürel miras, güzel sanatlar, sinema, çağdaş ve geleneksel el sanatları alanlarındaki üretim ve etkinlikler ile bu alanlarda araştırma, eğitim veya uygulama merkezleri, atölye, stüdyo ve film platosu kurulması, bakım ve onarımı, her türlü araç ve teçhizatın tedariki ile film yapımına,

j) Kütüphane, müze, sanat galerisi ve kültür merkezi ile sinema, tiyatro, opera, bale ve konser gibi kültürel ve sanatsal etkinliklerin sergilendiği tesislerin yapımı, onarımı veya modernizasyon çalışmalarına,

İlişkin harcamalar ile bu amaçla yapılan her türlü bağış ve yardımların % 100’ü beyan edilecek gelirden indirilebilir.

Bakanlar Kurulu, bölgeler ve faaliyet türleri itibariyle bu oranı yarısına kadar indirmeye veya kanuni oranına kadar çıkarmaya yetkilidir.[9]

 

 

 

 

3.8 SPOR KLÜPLERİNE YAPILAN YARDIMLAR

3289 sayılı Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğünün Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun ile 17.6.1992 tarihli ve 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun kapsamında yapılan sponsorluk harcamalarının; amatör spor dalları için tamamı, profesyonel spor dalları için % 50’si beyanname üzerinden indirilebilmektedir.

 

Sponsorluk harcamalarından ise ne anlaşılması gerektiği ise 16.06.2004 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sponsor Yönetmeliği’nin 5.maddesinde sayılmıştır;

Bu kapsamda mükelleflerin adlarının anılması koşuluyla;

  • Resmi spor organizasyonları için yapılan saha, salon veya tesis kira bedelleri,
  • Sporcuların iaşe, seyahat ve ikamet giderleri,
  • Spor malzemesi bedeli,
  • GSGM’nin uygun göreceği spor tesisleri için yapılan ayni ve nakdi harcamalar,
  • Sporcuların transfer edilmesini sağlayacak bonservis bedelleri,
  • Spor müsabakaları sonucuna göre sporculara veya spor adamlarına prim mahiyetinde

ayni ve nakdi ödemeler,

gibi harcamalar sponsorluk harcaması olarak değerlendirilecektir.[10]

 

Mükellefler tarafından beyan edilen gelirden indirilebilecek sponsorluk harcamaları, Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sponsor Yönetmeliği’nin 5. maddesindeki sponsorluk harcaması sayılanlarla sınırlı olacaktır.

 

3.9 ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME GİDERLERİ

 

5746 Sayılı Araştırma Ve Geliştirme Faaliyetlerinin Desteklenmesi Hakkında Kanun Resmi Gazetede yayımlanarak 31.12.2023 tarihine kadar uygulanmak üzere 01.04.2008 tarihi itibariyle yürürlüğe girmiştir. Araştırma ve geliştirme harcamaları niteliklerine göre, muhasebe uygulamaları çerçevesinde, doğrudan veya amortisman yoluyla gider olarak kaydedilmek suretiyle ticari kazancının tespitinde dikkate alınmaktadır. Yine mükelleflerin araştırma ve geliştirme departmanlarında kullandıkları amortismana tâbi iktisadî kıymetler, diğer şartları da taşımaları kaydıyla, yatırım indirimi uygulamasından yararlanmaktadır.

Getirilen Ar-Ge indirimi uygulaması ile, ilgili dönemde gider kaydedilen Ar-Ge harcamalarına ilave olarak bunların % 100’ünün ilgili dönemde beyan edilen gelirden indirilmesine imkân sağlanmaktadır.

Nitekim kanun hükmünde de; ‘Mükelleflerin, işletmeleri bünyesinde gerçekleştirdikleri münhasıran yeni teknoloji ve bilgi arayışına yönelik araştırma ve geliştirme harcamaları tutarının % 100’ü oranında hesaplanacak “Ar-Ge indirimi” beyanname üzerinden düşülür.’ denilmektedir.

Diğer indirimlere göre farklı bir konu ise; GVK’nun 89 uncu maddesinin 9’uncu bendinde yer alan düzenleme çerçevesinde kazancın yetersiz olması nedeniyle ilgili hesap döneminde indirim konusu yapılamayan Ar-ge indirim hakkı tutarı, Kurumlar Vergisi Kanunu ve 5746 Sayılı Kanundaki düzenlemelerin aksine sonraki yıllara devredememektedir.

Araştırma ve geliştirme faaliyetleri ile doğrudan ilişkili olmayan giderlerden ve tamamen araştırma ve geliştirme faaliyetlerinde kullanılmayan amortismana tabi iktisadi kıymetler için hesaplanan amortisman tutarlarından verilen paylar üzerinden Ar-Ge indirimi hesaplanmaz. Ar-Ge indiriminden yararlanılacak harcamaların kapsamı ile uygulamadan yararlanılabilmesi için gerekli belgeleri ve usulleri belirlemeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.[11]

 

3.10 DOĞAL AFETLERDE YAPILAN YARDIMLAR

Bakanlar kurulunca yardım kararı alınan doğal afetler dolayısıyla Başbakanlık aracılığıyla makbuz mukabili yapılan ayni veya nakdi bağışların tamamı beyanname üzerinden düşülebilir.

 

3.11 KIZILAY VE YEŞİLAYA YAPILAN BAĞIŞ VE YARDIMLAR

İktisadi işletmeleri hariç, Türkiye Kızılay Derneğine ve Türkiye Yeşilay Cemiyetine makbuz karşılığı yapılan nakdi bağış ve yardımların tamamı beyan edilecek gelirden düşülebilir.

 

Burada dikkat edilmesi gereken bir husus, bağış ve yardımların kanunda adı geçen kuruluşlara direkt olarak yapılmış olmasıdır. Bu kuruluşların piyasada özel sektör gibi faaliyet gösteren iktisadi işletmelerine yapılan bağış ve yardımlar kapsam dışı bırakılmıştır.

3.12 GİRİŞİM SERMAYESİ OLARAK AYRILAN FONLAR

İngilizce de “Private Eguity” olarak adlandırılan “Girişim Sermayesi” kavramı, “Risk Sermayesi” kavramını da kapsayacak şekilde, fikirlere ve henüz başlangıç aşamasındaki yeni kurulmuş şirketlere yapılan yatırımların yanında, satın almaları, yeniden yapılanmaları ve büyüme stratejisi güden genellikle 3-10 yıllık şirketlere yapılan büyüme ve genişleme yatırımlarını da kapsamaktadır. Bu çerçevede, girişim sermayesi, fon fazlasına sahip yatırımcıların, gelişme potansiyeli yüksek olan küçük ve orta ölçekli işletmelerin oluşumu ve faaliyete geçmesi için yaptıkları uzun vadeli bir yatırım olarak da ifade edilebilir.[12]

Bu fon Vergi Usul kanununda ise 325/A maddesinde şu şekilde tanımlanmıştır;

‘Sermaye Piyasası Kurulunun düzenleme ve denetimine tabi olarak Türkiye’de kurulmuş veya kurulacak olan girişim sermayesi yatırım ortaklıklarına sermaye olarak konulması veya girişim sermayesi yatırım fonu paylarının satın alınması amacıyla, ilgili dönem kazancından veya beyan edilen gelirden girişim sermayesi fonu ayrılabilir. Bu fon, kurum kazancının veya beyan edilen gelirin %10’unu ve öz sermayenin %20’sini aşamaz.’[13]

 

İşte Vergi Usul Kanununun 325/A maddesine göre girişim sermayesi fonu olarak ayrılan tutarların beyan edilen gelirin %10’unu aşmayan kısmı beyanname üzerinde düşülebilmektedir.

 

3.13 GVK MADDE 89 13.FIKRA KAPSAMINDA VERİLEN HİZMETLER

 

Bu fıkra kapsamında iki tür indirim öngörülmüştür;

 

  • Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilerle, işyeri, kanuni ve iş merkezi yurt dışında bulunanlara Türkiye’de verilen ve münhasıran yurt dışında yararlanılan mimarlık, mühendislik, tasarım, yazılım, tıbbi raporlama, muhasebe kaydı tutma, çağrı merkezi ve veri saklama hizmeti alanlarında faaliyette bulunan hizmet işletmelerinin sadece bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançlar
  • İlgili bakanlığın izni ve denetimine tabi olarak eğitim ve sağlık alanında faaliyet gösteren ve Türkiye’de yerleşmiş olmayan kişilere hizmet veren işletmelerin münhasıran bu faaliyetlerinden elde ettikleri kazançların

 

%50’si beyan edilen gelirden indirim konusu yapılabilmektedir.

 

Bu indirimden yararlanılabilmesi için fatura veya benzeri belgenin yurt dışındaki müşteri adına düzenlenmesi şarttır.

 

Bu bentte yer alan oranı, hizmet alanları itibarıyla sıfıra kadar indirmeye veya %100’e kadar artırmaya Bakanlar Kurulu, bu bendin uygulamasına ve denetime ilişkin usul ve esasları belirlemeye ilgili bakanlıkların görüşünü almak suretiyle Maliye Bakanlığı yetkilidir.

 

3.14 ENGELLİLER KORUMA KANUNA GÖRE ÖDENEN ÜCRETLER

 

1/7/2005 tarihli ve 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanuna göre kurulan korumalı işyerlerinde istihdam edilen ve iş gücü piyasasına kazandırılmaları güç olan zihinsel veya ruhsal engelli çalışanlar için diğer kişi ve kurumlarca karşılanan tutar dâhil yapılan ücret ödemelerinin yıllık brüt tutarının yüzde 100’ü indirim konusu yapılabilir. Bu indirime kanunda ‘korumalı işyeri indirimi’ denilmiştir.

 

Ancak söz konusu indirim, her bir engelli çalışan için azami beş yıl süre ile uygulanır ve yıllık olarak indirilecek tutar, her bir engelli çalışan için asgari ücretin yıllık brüt tutarının yüzde 150’sini aşamaz.

 

Bu bentte yer alan oranı, engellilik derecelerine göre yüzde 150’ye kadar artırmaya veya tekrar kanuni oranına indirmeye Bakanlar Kurulu; bendin uygulamasına ilişkin usul ve esasları belirlemeye Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının görüşünü alarak Maliye Bakanlığı yetkilidir.

 

Bağış ve yardımın nakden yapılmaması halinde, bağışlanan veya yardımın konusunu teşkil eden mal veya hakkın varsa mukayyet değeri, yoksa Vergi Usul Kanunu hükümlerine göre Takdir Komisyonunca tespit edilecek değeri esas alınır.

4.SONUÇ

 

193 sayılı gelir vergisi kanununun 89.maddesinde sıralanmış bulunan indirimler beyanname üzerinden düşülebilecek giderler olarak yukarıda açıklanmış bulunmaktadır. Madde fıkralarının incelenmesinden de anlaşılabileceği gibi söz konusu indirimler içim başka tali kanunlarda da bir takım düzenlemeler yapılmıştır. Dolayısıyla bu bağış ve indirimlerin hesaplanması ve beyanname üzerinde indirim konusu yapılması sırasında sadece gelir vergisi kanununun 89.maddesi değil konuyla ilgili diğer tali mevzuatlarda göz önünde bulundurulmalıdır. Bu tali mevzuatlar konuya yön verdiğinden gerekli indirim haklarının mevzuata uygun bir şekilde kullanılması bakımından konuya ilişkin genel tebliğ, yönetmelik, özelge vb. idari düzenlemelerin bilinmesi de önem arz etmektedir.

 

Madde hükmünde sayılan bağış ve yardımların beyanname üzerinde düşülebilmesinin ön koşulu, beyana tabi gelirin olması yani gelir unsurları yönünden kar elde edilmiş olmasıdır. İkincil konu ise bu indirimlerin hangi aşamada uygulanacağı hususudur. Şayet beyanname üzerinde geçmiş yıllar zararları varsa öncelikle bu zararlar dönem karından düşülecek ardından kalan kısma kanunda belirtilmiş indirimler uygulanacaktır. Öte yandan mükelleflerin kullanabilecekleri indirimlerin üst sınırını beyan edilen gelir oluşturmaktadır. Başka bir ifade ile kullanılan indirim ve bağışların beyan edilen geliri tutar olarak aşması mümkün değildir. Böylelikle kullanılan indirimlerin geliri aşarak zararı arttırması mümkün olmamaktadır. Zararı arttırması mümkün olmayan bu indirimlerin sonraki yıllar için kullanımı yolu da kapatılmıştır. Cari yıl içinde kullanılamayan indirimler için artık bir daha yararlanma hakkı kalmamaktadır.

 

Beyan edilecek gelirden indirim konusu yapılan indirimlerin her birisi için kendine has bazı uygulama esasları getirilmiş olduğundan, bu esaslarda belirtilen şartların ve tevsik edici belgelerin tamamlanması ve şekil şartlarına uygunluğunda gözetilmesi gereklidir.

 

Kanunda indirimler için oranlar ve hadler bazı durumlara direkt olarak madde metninde belirlenmiştir. Bazı indirimler içinse kanununun belirlediği sınırlar içerisinde oran ve hadleri belirleme yetkisi Bakanlar kuruluna bırakılmıştır. Bu yönden bu oranların da güncel olarak takip edilmesi icap etmektedir.

 

Mehmet Ufuk BAYRAKCİ

SMMM &BD & L.L.M

KAYNAKÇA

 

Kitaplar

 

YILDIZ, A.Murat, Gelir Vergisi Beyanname Düzenleme Rehberi,  Ankara 2014,  ASMMO Yayınları

 

Süreli Yayınlar

 

SELVİ, Harun,  2012 Takvim Yılı Gelir Vergisi Beyannamesinde Bildirilecek Gelirden Yapılacak İndirimler, İstanbul , 2013, Vergi Dünyası Dergisi, Cilt XXXII, Sayı: 379  Mart 2013

 

EREN, R.Metin, 2013 Takvim Yılı Gelir Vergisi Beyannamesinde Beyan Edilecek Gelirden Yapılacak İndirimler, Ankara, 2014, Yaklaşım Dergisi, Cilt XXI, Sayı 255 Mart 2014

 

Diğer Yayınlar

 

5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, Resmi Gazete, 26205; 13.06.2006

 

193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu, Resmi Gazete, 10700;  06.01.1961

 

251 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği, Resmi Gazete, 25409; 21.03.2004

213 Sayılı Vergi Usul Kanunu, Resmi Gazete, 10703; 10.01.1961

Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sponsor Yönetmeliği, Resmi Gazete, 25494; 16.06.2004

 

 

 

 

 

 

[1] 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, Madde 1,   Resmi Gazete, 26205; 13.06.2006

[2] 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, Madde 2,   Resmi Gazete, 26205; 13.06.2006

[3] 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu,  Madde 89/1, Resmi Gazete, 10700;  06.01.1961

[4] 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu,  Madde 89/2, Resmi Gazete, 10700;  06.01.1961

[5] YILDIZ, A.Murat, Gelir Vergisi Beyanname Düzenleme Rehberi,  Ankara 2014,  ASMMO Yayınları

[6] 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu,  Madde 89/4, Resmi Gazete, 10700;  06.01.1961

[7] 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu,  Madde 89/6, Resmi Gazete, 10700;  06.01.1961

[8] 251 Seri Nolu Gelir Vergisi Genel Tebliği, Resmi Gazete, 25409; 21.03.2004

[9] 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanunu,  Madde 89/7, Resmi Gazete, 10700;  06.01.1961

 

[10] Gençlik ve Spor Genel Müdürlüğü Sponsor Yönetmeliği, Resmi Gazete, 25494; 16.06.2004

[11] SELVİ, Harun,  2012 Takvim Yılı Gelir Vergisi Beyannamesinde Bildirilecek Gelirden Yapılacak İndirimler, İstanbul , 2013, Vergi Dünyası Dergisi, s.135, Cilt XXXII, Sayı: 379  Mart 2013

[12] EREN, R.Metin, 2013 Takvim Yılı Gelir Vergisi Beyannamesinde Beyan Edilecek Gelirden Yapılacak İndirimler, s.194, Ankara, 2014, Yaklaşım Dergisi, Cilt XXI, Sayı 255 Mart 2014

[13] 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Madde325/A , Resmi Gazete, 10703; 10.01.1961

 

Share on
Bir cevap yazın